BAZEN KÜLLERİMİZDEN YENİDEN DOĞMAK GEREKİR ( 17 TEMMUZ OĞLAK BURCUNDA AY TUTULMASI)

 “Fırtına geçtikten sonra nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız. Nasıl hayatta kaldığınızı da. Hatta, fırtınanın dinip dinmediğinden bile emin olamayacaksınız. Ancak bir şey kesindir, fırtınadan çıktıktan sonra fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız. “  Hariku Murakami

17 Temmuz’da Oğlak burcunda parçalı Ay tutulması gerçekleşiyor. Bu Ay tutulmasında dönüşümün gezegeni Pluto’nun, Yunan Mitolojisindeki adıyla ölülere hükmeden Yer altı Tanrısı Hades’in nefesini üzerimizde hissedeceğiz.

Hayat yolculuğumuzda fiziksel ölümün dışında çoğunlukla bizi derinden üzen olaylarla birçok psikolojik ölümler de yaşıyoruz. Bu ölümler, bizim dönüşüm noktalarımızı oluşturuyor. Çünkü bu noktalardan sonra değişiyor ve dönüşüyoruz. Asla aynı kişi olarak kalamıyoruz.

Bazen bir dostumla dertleştiğimde ona “ Anka Kuşum benim.” derim. Onun hikayesini bilir misiniz? Efsaneye göre Anka kuşu, ölümünün yaklaştığını hissettiği anda kendisine kuru dallardan yuva yapar. Bu dallar güneş ışınlarıyla tutuştuğunda kendisi de kül olur ve küllerinden yeniden doğar. Tüm bu semboller bize, gerektiğinde ölmek ve ölüp küllerimizden yeniden doğmak gerektiğini anlatır.

17 Temmuz’da gerçekleşecek Ay tutulması’nın etkisiyle bizi büyütecek ve olgunlaştıracak bazı olayları deneyimleyebiliriz. Bir takım şeyleri sonlandırmayı ve geride bırakmayı öğrenmemiz gerekebilir. Bazı sırlar açığa çıkabilir. Tutulma sırasında etkili olacak Venüs-Satürn karşıtlığı, bazı ilişkilerimizi sonlandırmamıza sebep olabilir.

Bu arada Satürn- Ay kavuşumu, Satürn-Neptün altmışlık açısı ve Venüs- Neptün üçgeni, bizi bu süreçte duygusal anlamda güçlendiriyor. Kararlı kılıyor. Umutsuzluğa düşmemize izin vermiyor.

Tutulmanın etkisi yıl sonuna kadar devam edecek. Bu dönüşüm sırasında ısrarla değişime direnmek, bize zarar verebilir. Çünkü genelde yaşadığımız sancılı süreçlerden sonra yaşamın ve varlığımızın değerini daha iyi kavrayabileceğimiz bir olgunluğa ulaşırız. Tıpkı Hades’in aynı zamanda yeraltının tüm zenginliklerine sahip olması gibi bizim hazinemiz de bu mücadelelerde saklıdır. Her dönüşümün ardından küllerimizden yeniden doğar, yeni bir benlik ve farkındalıkla bir sonraki değişim yolculuğuna doğru ilerleriz.

Bazen küllerimizden yeniden doğmak gerekir…